Anlaşmalı Boşanma 1
Anlaşmalı Boşanma
Medeni Kanun kadın ile kocanın aralarındaki her hususta anlaşmış olmaları ve belirli koşulların yerine gelmiş olması halinde anlaşmalı boşanmaya imkân tanımaktadır. Medeni Kanun’un anlaşmalı boşanma için aradığı koşullar, evliliğin en az bir yıl sürmesi, mahkemeye başvurulması, eşlerin hâkim tarafından bizzat dinlenilmesi ve eşler arasında yapılan anlaşmanın hâkim tarafından uygun bulunmasıdır.
Anlaşmalı boşanma için gerekli olan bir yıllık evlilik süresinin mutlaka bir arada geçirilmiş olması gerekmektedir. Evliliğin bir yılı tamamlayıp tamamlamadığını hâkim kendiliğinden araştırmak zorundadır. Anlaşmalı boşanma için mahkemeye iki türlü başvuru yolu öngörülmüştür. Eşler dilerse birlikte dava açabilirler veya eşlerden birinin açmış olduğu davayı diğer eş kabul eder. Her iki halde de mahkemeye başvuru koşulu gerçekleşmiş sayılmaktadır.
Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin boşanma iradelerini hâkime bizzat açıklamaları yani Aile Mahkemesi hâkiminin eşleri bizzat dinlemesi gerekmektedir. Hâkim, eşleri değil de avukatlarını dinleyerek anlaşmalı boşanmaya karar veremez. Eşler aynı hâkim tarafından aynı anda birlikte dinlenilmek zorundadır. Bir eşin davanın açıldığı mahkeme huzurunda diğer eşin ise talimatla başka bir mahkeme huzurunda dinlenilmesi ile boşanmaya karar verilemez.
Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için hâkimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek olan anlaşma protokolünü uygun bulması zorunludur. Hâkim, eşlerin iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmezse anlaşmalı boşanmaya karar vermez, fakat evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine yönelik delilleri toplayarak boşanma konusunda bir karar verir. Eşlerin boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Bu anlaşma yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü olarak duruşma tutanağına geçirilerek ve tutanak imzalanarak da yapılabilir.
Eşlerin herhangi bir koşula bağlamaksızın maddi tazminat, manevi tazminat, yoksulluk nafakası, çocuk için iştirak nafakası, çocukla kişisel ilişki, çocuğun velayeti ve mallar konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında hâkim tarafların anlaştıkları hususlara aykırı bir karar veremez. Örneğin anlaşılan nafakayı artıramaz, anlaşılan kişisel ilişki biçimini değiştiremez veya anlaşılan velayet biçimine aykırı karar veremez. Anlaşmalı boşanma davasında, taraflarca hazırlanan anlaşmaya, Medeni Kanunda “düzenleme” uygulamada ise “Boşanma Protokolü” denilmektedir. Anlaşmalı boşanma davasının temelini oluşturan ve tarafların iradelerinin yansıması olan boşanma protokolünün açık ve net bir şekilde hazırlanması gerekmektedir.
Bunun iki sebebi vardır birincisi anlaşmalı boşanma davasında boşanma protokolünü sunan taraflar kendilerinin bu protokolde belirtilen şartlarda boşanmak istediklerini beyan etmektedirler. Mahkemece protokolün uygun bulunması halinde tarafların protokol hükümleri dairesinde boşanmasına karar verecektir. Bununla yetinilmeyecek boşanma protokolü karara geçirilecektir.
İkinci olarak boşanma protokolü net bir şekilde hazırlanmaz ise, kanunun emredici hükümlerine aykırı maddeler içermesi ya da usulünce hazırlanmamış olması halinde mahkeme hakimi tarafından protokol uygun bulunmaz. Anlaşmalı boşanmada tarafların evet demesi yeterli olmayıp hakimin bu protokolü uygun bulması şarttır. Aksi takdirde anlaşmalı boşanma gerçekleşmez. Boşanma protokolünün mümkün olduğunca en geniş şekilde düzenlenmesi tarafların menfaatinedir. Bu nedenle uyuşmazlığın bir kerede ve kesin bir şekilde çözülmesi için protokolün en ince ayrıntısına kadar tüm teknik detaylar ile hazırlanması gerekmektedir.
Kanuni Düzenleme:
Anlaşmalı boşanmayı düzenleyen Türk Medeni Kanunu’muzun 166/2. maddesi uyarınca tarafların boşanma konusunda kendi aralarında yaptıkları düzenlemede,
Hakimin,
“….iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. ”O halde boşanma protokolünde; hür irade ile boşanma beyanı, mali sonuçlar ve çocukların durumu şeklinde üç zorunlu unsur olduğunu görmekteyiz.
Boşanmanın mali sonuçları dediğimizde nafaka, maddi ve manevi tazminat hususları, çocukların durumu ile ilgili olarak çocuğun velayeti, kişisel ilişki ve çocuk için iştirak nafakası konuları gündeme gelecektir.
Taraflar boşanma protokolü hazırlarken, protokolün kimler arasında kararlaştırılarak imzalandığının protokole yansıması gerekir. Bu nedenle, boşanma protokolünde tarafların kim olduğunun tespiti açısından, eşlerin adı ve soyadı, T.C. kimlik numaraları ve adreslerinin belirtilmesi gerekir.
Boşanma İradesi:
Boşanma davaları arasında istisna olarak düzenlenen ‘’anlaşmalı boşanma davası’’ istisnai bir hüküm içermektedir. Kural olarak, kimse davasını takip etmeye zorlanamaz. Örneğin size karşı bir boşanma davası açıldığında, davaya ve duruşmalara katılmak zorunda değilsiniz. Davacı eşiniz kendi boşanma sebeplerini ve davasını ispatlar ise boşanma gerçekleşir bunun için hiçbir şey yapmak zorunda değilsiniz. Oysa istisnai olarak düzenlenen ‘’anlaşmalı boşanma davasında’’ : Her iki tarafın mahkemede hâkim huzurunda fiziken mevcut olması gerekir. Yani hakim her iki eşi aynı anda duruşmada görecek, onlara protokol gösterilecek, altındaki imzaların kendilerine ait olup olmadığı sorulacak ve boşanma iradelerini hür olarak baskı altında olmadan verdiklerine kanaat getirecektir. Bu nedenlerle; taraflar boşanma protokolünü hazırlarken ilk olarak, tarafların hür iradeleri ile herhangi bir baskı ve zorlama olmaksızın boşanmak istediklerini belirtmeleri gerekmektedir.
Çocukların Durumları:
Boşanma sürecinde belki de eşlerden daha fazla etkilenen ve psikolojik, ekonomik ve sosyal geleceği tehdit altında bulunanlar tarafların müşterek çocuklarıdır. Boşanma davası söz konusu olduğunda öncelikli problem çocukların ne olacağıdır.
Çocuklara ilişkin düzenlemeler nazara alındığında, çocuğun velayeti, çocuk ile velayet kendisinde bulunmayan diğer eş ile kişisel ilişki durumu ve çocuk için iştirak nafakasının düzenlenmesi gerekmektedir. Bütün bunları ayrı başlıklar halinde aşağıda inceleyelim.