Anlaşmalı Boşanma 2
Çocuğun/Çocukların Velayeti:
Boşanma ile birlikte eşler ayrılacağından çocukların velayetinin eşlerden bir tanesine bırakılması zorunluluk teşkil etmektedir. Dolayısıyla çocuğun himayesini, bakımını ve gözetimini üstlenecek eşe velayet hakkını tek başına kullanması konusunda bir karar verilecektir. İşte bu karara biz velayet hükmü diyoruz. Çocuğun velayetinin kime verileceği hususunda eşlerin birlikte alacağı kararlar neticesinde protokol hükmü düzenlenecektir.
Protokolde açıkça çocuğun adı ve soyadı, yine yaşı da belirtilmek suretiyle eşlerden hangisine bırakılacağı hususu yazılmak zorundadır.
Örnek vermek gerekirse, “Tarafların müşterek çocukları 2004 doğumlu (B), 2007 doğumlu (C)’nin velayetinin davacı (S)’ye bırakılması konusunda taraflar anlaşmışlardır. “
Çocuk ile Kişisel İlişki:
Çocuk ile kişisel ilişki anne veya babanın çocuklarını ziyaret hakkı olduğu kadar çocuk için de bir haktır. Bir çocuğun velayeti kendisinde bulunmayan annesi veya babası ile görüşmesi, onun şefkatini ve sevgisini hissetmesi ve onunla belirli bir zamanda etkileşimde bulunması en temel hakkıdır. Bu hakkın dayanağı Uluslararası Sözleşmeler başta olmak üzere Medeni Kanunumuzda yer almaktadır. İşte bu nedenle çocuğun velayeti hususu halledildikten sonra tarafların kişisel ilişki konusunda protokolde düzenleme yapmaları gerekmektedir.
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşının, sağlık durumunun ve eğitim durumunun dikkate alınması, kişisel ilişki tesisi sırasında çocuğun özellikle sağlığının, eğitiminin ve kültürel faaliyetlerinin zarar görmemesi esastır.
ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI
Yapılacak kişisel ilişki düzenlemesinin eşlerin menfaatinden daha ziyade müşterek çocuk ya da çocukların menfaatlerine uygun olup olmadığına, onlara zarar verip vermeyeceği dikkate alınarak belirlenmelidir. Son olarak şunu da belirtmekte fayda var. Her hafta Pazar günü ya da Cumartesi günü şeklinde bir kişisel ilişki düzenlemesi de kabul edilemez. Çünkü Yargıtay’ın istikrar kazanan içtihatlarında da vurgulandığı üzere; her hafta bir gün şeklinde düzenlenecek kişisel ilişki düzenlemesi çocuğun yanında bulunduğu eş açısından hürriyetini sınırlandıran bir durum oluşturmakta bu nedenle yasaya uygun olmadığı vurgulanmaktadır.
Kişisel ilişkiye ilişkin düzenleme yapılırken hangi gün ve saatler arasında çocuk ile kişisel ilişki kurulacağı, çocuğun yararına olmak üzere tatillerde hangi günler arasında kişisel ilişki olacağı, çocuğun doğum günü, özel günler nazara alınarak ancak saatler belirtilmek suretiyle kişisel ilişki hususu düzenlenebilecektir.
Çocuk İçin İştirak Nafakası:
İştirak nafakası konusundaki yazımızda da belirttiğimiz üzere, boşanma ile birlikte eşlerin çocuklarına yönelik yükümlülükleri sona ermemektedir. Çocuğun velayeti kendisine verilen eş, çocuğun eğitimi, bakımı, geçimi için gerekli giderlere katlanmak zorundadır.
Çocuk için iştirak nafakası, protokol düzenlemesi ve anlaşmalı boşanma için zorunlu bir unsurdur. Yani iştirak nafakası belirtilmemiş ise bu takdirde anlaşmalı boşanma gerçekleşemez. İştirak nafakasına ilişkin protokol maddesinde nafakanın kim tarafından ödeneceği, hangi çocuk için ödeneceği ve rakamsal olarak ne miktarda ödeneceği net bir şekilde belirtilmelidir.
Eş İçin Yoksulluk Nafakası:
Yoksulluk nafakasına ilişkin düzenlemeler protokolde net bir şekilde düzenlenmelidir. Eğer tarafların karşılıklı olarak nafaka talepleri bulunmuyor ise “Taraflar karşılıklı olarak yoksulluk nafakası talep etmemektedirler” şeklinde net bir ifadenin bulunması gerekmektedir. Sadece nafaka denilmesi yetmemekte, yoksulluk nafakası şeklinde ayrıca ve açıkça belirtilmesi gerekir.
Eğer eşlerden bir tanesi için yoksulluk nafakası konusunda uzlaşılmış ve anlaşılmış ise bu nafakayı kimin ödeyeceği, kime ödeyeceği ve rakamsal olarak miktarı belirtilmelidir.
Maddi Tazminat:
Eşlerden biri, boşanma nedeniyle maddi tazminat istiyor ise söz konusu maddi tazminatın hangi eş tarafından, hangi miktarda ödeneceği hususunun açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir. Eğer eşler karşılıklı olarak maddi tazminat istemiyor iseler bu takdirde “Her iki eş karşılıklı olarak maddi tazminat talep etmemektedirler.” şeklinde düzenlemenin bulunması gerekir.
Manevi Tazminat:
Eğer eşler aralarında manevi tazminat verilmesi konusunda anlaşmış ise; bu takdirde tazminatın türü, tazminatın kim tarafından kime verileceği, tazminat miktarı net bir şekilde düzenlenmelidir. Eğer manevi tazminat talebi yok ise bu husus da yine açık ve anlaşılır şekilde protokolde yer almalıdır. Tazminatın türü ve miktarı net olmalıdır.
Dava ve Yargılama Giderleri:
Boşanma davası açılırken ödenmesi gereken harç ve masraflar bulunmaktadır. Bu harç ve masraflar davayı açan tarafından, dava açılırken ödenir. Anlaşmalı boşanma protokolünde bu yargılama giderlerinden kimin sorumlu tutulacağı hususunda tarafların anlaşmış olmaları gerekmektedir.
Avukatlık Ücreti:
Kendisini bir vekil ile temsil eden tarafın boşanma avukatı için vekâlet ücreti talep etme hakkı bulunmaktadır. Taraflardan birisi veya her ikisi boşanma avukatı ile birlikte davayı açmış iseler boşanma avukatının vekâlet ücretinin hangi eş tarafından ödeneceğini açıkça kararlaştırılmalı.
Diğer Hususlar:
Protokole bulunmayan ve anlaşmalı boşanma davası için zorunlu olmayan unsurların boşanma davasından sonra dava konusu edilmeleri mümkündür. Örneğin, mal rejimlerine ilişkin olarak anlaşmalı boşanma davasında, tarafların anlaşmaları ve protokol düzenlemesi gerekmemektedir. Ancak anlaşmalı boşanma protokolünde bu hususta bir düzenleme yok ise boşanma davası sonrasında kişiler mal rejimine ilişkin dava açabileceklerdir.
Anlaşmalı boşanma davasının tercih edilme sebebi, kişilerin kısa süre içinde dava sürecinden kurtulmaları ve diğer eş ile davalı konuma gelmemek bu süreci sıkıntısız şekilde bitirmektir.
Bu nedenle tekrar bir dava tehdidi ile karşılaşmamak adına diğer hususların da protokol öncesinde anlaşılarak kararlaştırılması ve akabinde protokolde düzenlenmesi sizin menfaatinize olacaktır. Diğer unsurlar olarak; tarafların müşterek hanede kimin oturacağı konusu, ev eşyalarının paylaşımı hususu, kadının boşanma davasında kocasının soyadını kullanıp kullanmayacağı konusu, kadının ziynet eşyası alacağı talebi, tarafların karşılıklı olarak mal rejimine ilişkin dava açma konusu gibi unsurlar zorunlu olmamakla birlikte protokolde düzenlenebilecek hususlardır.